Yeni Zelanda yatırımcılara kapılarını açıyor — 'altın vizeler' için yeni kurallar
- Yeni yatırımcı vizesi kuralları Yeni Zelanda'da 1 Nisan 2025'te yürürlüğe girdi. Hükümet, ülkeyi zengin göçmenler ve başarılı girişimciler için daha çekici hale getirmek amacıyla bir dizi imtiyaz ve iyileştirme duyurdu:
- İngilizce dil gereksiniminin ortadan kaldırılması — Vize başvurularında dil yeterliliğini kanıtlama zorunluluğu ortadan kalkıyor ve İngilizce konuşulmayan ülkelerden gelen başvuru sahipleri için giriş engelleri önemli ölçüde azalıyor. Bu yenilik, Çin, Rusya, Brezilya, Ortadoğu ve diğer bölgelerden başarılı işadamlarına Yeni Zelanda'ya giden yolu açıyor.
- Hükümet, ülkede kalma zorunluluğu süresini kısaltarak, hareketlilik ve hareket özgürlüğünü korumak isteyen yatırımcılara bazı tavizler verdi. Yatırım vizesi sahiplerinin, asgari yatırım kategorisi kapsamında üç yıllık bir süre boyunca Yeni Zelanda'da yalnızca 21 gün kalmaları gerekiyor. Daha önce bu şart dört yıl boyunca 117 gündü.
- Program yapısının serbestleştirilmesi — Vize programı kökten değiştirildi: kategori sayısı ikiye indirildi, kabul edilebilir yatırım araçlarının listesi önemli ölçüde genişletildi. Artık yatırımcıların sadece şirketlere ve fonlara değil, aynı zamanda tahvillere, ticari ve konut amaçlı gayrimenkullere ve altyapı projelerine de yatırım yapmasına izin veriliyor.
- 2025 reformundan sonra yatırımcıların programa katılım için iki temel seçeneği olacak:
- Yüksek risk kategorisi — minimum tutar 5 milyon (~2,8-2,9 milyon ABD doları), yatırım süresi 3 yıl, 3 yıl boyunca ülkede minimum 21 gün bulunma, kabul edilebilir araçlar: ticari, yönetilen fonlar.
- Dengeli kategori/düşük risk — asgari tutar 10 milyon NZD ve üzeri, yatırım süresi 5 yıl, 5 yıl boyunca ülkede asgari 105 gün bulunma, kabul edilebilir araçlar: hisse senetleri, tahviller, konut projeleri, gayrimenkul.
Yatırım vizesi alabilmek için uygun kategoriyi seçmek ve belirlenen süre içerisinde yatırım tutarı ve ülkede asgari kalış süresine ilişkin şartları yerine getirmek yeterlidir. Program esnektir; yatırım tutarı arttıkça asgari kalış süresi azaltılabilir. Bu, yatırımcıların yatırım hacmi ile varlık gereksinimleri arasındaki dengeyi kendilerinin belirlemesine olanak tanır.
Reformun nedenleri ve beklenen etkileri
Yeni Zelanda Hükümeti, değişikliklerin çeşitli stratejik amaçlardan kaynaklandığını belirtmektedir:
- Ekonomiyi desteklemek için yeni sermaye çekme ihtiyacı — Küresel ekonomik durgunluk ve yatırım için küresel rekabet ortamında, Yeni Zelanda'nın büyümeyi teşvik etmek, yeni işler yaratmak ve büyük ölçekli projeleri hayata geçirmek için yabancı sermaye akışına ihtiyacı var.
- Olumlu göç etkisi — Yeni yerleşimciler yalnızca para değil, aynı zamanda bilgi, iş bağlantıları, deneyim ve yenilikçi fikirler de getiriyor. Bu, ülke ekonomisinin sürdürülebilir kalkınması ve çeşitlendirilmesi açısından önem taşıyor. Dünyanın dört bir yanından yetenekli ve zengin insanları ülkeye çekmek, Yeni Zelanda'nın insan sermayesini güçlendirmesine ve küresel rekabet gücünü artırmasına yardımcı olacaktır.
- Yatırımcı rekabetinde liderliğini sürdürüyor — Avrupa ülkelerinin çoğu «altın vize» programlarının koşullarını sıkılaştırırken, hatta bu tür programları kısıtlarken, Yeni Zelanda bunları daha erişilebilir ve modern hale getiriyor. Bu durum, dünyanın her yerinden yatırımcıları kabul etmeye hazır, güvenilir, istikrarlı ve açık bir yargı alanının olumlu imajını yaratıyor.
Göçmenlik Bakanı Erica Stanford ve Başbakan Christopher Lacson, ülkenin dünyanın dört bir yanından gelen yatırımcılara giderek daha açık hale geldiğini, karar alma süreçlerinde hız, sadelik ve öngörülebilirliğe vurgu yapıldığını vurguladı. «Sermaye çok hareketli ve giderek karmaşıklaşan bir dünyada, insanlar iş yapmak için güvenli ve istikrarlı bir ülke arıyor. Yatırımcıların Yeni Zelanda'yı bir varış noktası olarak seçmesini teşvik etmek için yatırım vizemizi artık basitleştiriyor ve daha esnek hale getiriyoruz,» dedi Göçmenlik Bakanı Erica Stanford.
Yeni Zelanda'nın kararı, yatırım göçü kurallarını sıkılaştırma yönündeki küresel eğilime aykırıdır. İspanya, İngiltere, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Malta ve Hollanda gibi pek çok Avrupa ülkesi, artan emlak fiyatları ve siyasi riskler nedeniyle benzer programları ya tamamen kapatıyor ya da ciddi şekilde sınırlandırıyor. Bu bağlamda Yeni Zelanda, varlıklı yabancılar için en şeffaf, modern ve avantajlı uzun vadeli yatırım programına sahip ülke statüsünü pekiştiriyor. Kuralların serbestleştirilmesinin amacı, ülkenin küresel iş dünyasının gözündeki çekiciliğini artırmak ve yatırım akışlarını ada devletinin ekonomisine yönlendirmektir.
Uygulamamızı yükleyin ve yurtdışında mülk aramak için ihtiyacınız olan tüm araçları akıllı telefonunuzda edinin! Mobil uygulama, kişisel hesabınıza hızlı bir şekilde erişmenizi, favori mülklerinizi yönetmenizi ve taleplerinizi takip etmenizi, satıcılar ve alıcılarla doğrudan mesaj alışverişinde bulunmanızı sağlayacaktır.

Yabancı Yatırımcılar ve Yeni Zelanda Ekonomisi İçin Beklentiler
- Vize mevzuatının güncellenmesinin ilan edilen yönü, programa potansiyel katılımcıların ilgisinin artmasına yol açtı. Göçmenlik danışmanları ve hukuk firmaları, özellikle Asya ve Orta Doğu'dan gelen yabancı yatırımcılardan gelen sorgulama ve başvuru sayısında önemli bir artış görüyor. Uzmanlar, yatırım vizelerinin serbestleştirilmesinin Yeni Zelanda'nın ekonomik kalkınması için güçlü bir teşvik olacağını öngörüyor. Sermaye akışının, temel endüstrileri desteklemesi, yeni istihdam yaratması ve yabancı profesyonellerin ülkenin teknolojik ve girişimcilik ortamına entegrasyonunu hızlandırması bekleniyor. Ayrıca varlıklı nüfustaki artışın gayrimenkul piyasası, hizmet sektörü ve lüks tüketim malları sektörüne olumlu yansıması bekleniyor. Yatırımcılar ve aileleri; geliştiriciler, perakendeciler, özel okullar ve birinci sınıf sağlık hizmeti ve sağlık tesisleri için önemli bir hedef kitle haline gelecek.
- Yeni Zelanda, salt ekonomik kaygıların ötesinde, yaşam kalitesi faktörlerinin eşsiz bir bileşimiyle yatırımcıları cezbediyor. Ülke doğal güzellikleri, temiz çevresi, hoş iklimi, düşük suç oranı ve dost canlısı yerel halkıyla tanınır. Jeopolitik istikrarsızlık, küresel salgın hastalıklar ve dünyanın birçok yerinde artan toplumsal gerginlikler bağlamında Yeni Zelanda, aileler ve sermaye için güvenli bir liman olarak algılanıyor. Zengin yabancılar, ülke ekonomisine yatırım yaparak hem servetlerini artırma fırsatı elde ediyor, hem de kriz senaryolarına karşı bir nevi «sigorta» oluyorlar.
Özetle, 2025 yatırım vizesi reformu Yeni Zelanda tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Kuralların serbestleştirilmesi, yatırımcılar için gerekliliklerin azaltılması ve kabul edilebilir yatırım araçlarının genişletilmesi, yerel programı küresel “altın vize” pazarındaki en cazip ve rekabetçi ürünlerden biri haline getirdi. Önümüzdeki yıllarda ülkeye gelen yabancı sermaye akışının önemli ölçüde artması, altyapı geliştirme, inovasyonu destekleme ve yüksek ücretli işler yaratma için ek kaynak sağlaması bekleniyor. Zengin yabancılar ise yatırım fırsatlarının, vergi teşviklerinin, güvenliğin ve en yüksek yaşam kalitesinin eşsiz bir kombinasyonuna erişebilecekler. Böylelikle Yeni Zelanda, uluslararası iş dünyasının elitleri için en çok arzu edilen ve gelecek vaat eden çekim merkezlerinden biri olarak kendini güvenle konumlandırıyor. Yatırımcılar için “açık kapı” stratejisinin, uzun vadede ülke için ekonomik büyüme ve refahın önemli bir itici gücü olması bekleniyor.
Yeni Zelanda'nın yatırım vizelerini serbestleştirme konusundaki deneyimi, uluslararası sermaye ve yetenekler açısından cazibesini artırmak isteyen diğer ülkeler için değerli bir örnek teşkil edebilir. Aynı zamanda, ülkenin ekonomik, sosyal ve doğal avantajlarının benzersiz birleşimi, onu kopyalanması zor bir model haline getiriyor ve bu da Yeni Zelanda'ya öngörülebilir gelecekte yatırımcılar için küresel mücadelede güçlü bir rekabet konumu sağlıyor.





Yeni Zelanda, yatırım vizesi programını kökten değiştirerek dünyanın en erişilebilir ve esnek ülkelerinden biri haline getirdi. Dil zorunluluğunun kaldırılması, zorunlu kalış süresinin kısaltılması ve yatırım olanaklarının genişletilmesi yabancı yatırımcıların ilgisinin hızla artmasına yol açtı. Reformun detaylarını, yatırımcılara sağlayacağı faydaları ve bölge ekonomisine olan etkilerini anlatacağız.

AB'de konut ve kira fiyatları 2024'te rekor artışını sürdürdü; emlak fiyatları %4,9, kiralar ise %3,2 arttı. Estonya, Litvanya ve Macaristan gibi Baltık ve Orta Avrupa ülkeleri pazarda liderliğe yükselirken, bazı Batı Avrupa ülkeleri ise durgun bir pazarla karşı karşıya kaldı. Uzmanlar 2025 yılında fiyat artışında yavaşlama öngörüyor. Trendler ve etki eden faktörler hakkında detaylı bir analiz sunuyoruz.

Markalı konutlar lüks gayrimenkul dünyasında yeni bir kavram. Simgesel markalarla iş birliği yapılarak yaratılan bu lüks projeler, yatırımcılara statü, konfor ve finansal avantajların benzersiz bir kombinasyonunu sunuyor. Markalı konutların neden dünya çapında zengin alıcılar için bir numaralı tercih haline geldiğini ve bu seçkin kulübün bir parçası nasıl olabileceğinizi öğrenin.